Michelangelo şöyle demiştir: "Güzellik, fazlalıkları arındırma sürecidir. Hayatınızda güzel yaşamak istiyorsanız, karmaşık olanı kesip basitleştirmeli ve fazlalıklardan kurtulmalısınız."
Aynı şey, evde yaşam ortamının yaratılması için de geçerlidir.
Günümüzün yoğun ve gürültülü toplumunda, minimalist, doğal, konforlu ve çevre dostu bir ev alanı pek çok kişinin özlemi haline geldi.
Minimalist tarzda bir ev, gereksiz tüm detayları bir kenara bırakın, hayatın sade ve otantik bir yaşam tarzına dönmesine izin verin.
Minimalist iç mekan tasarımı, çeşitli malzeme ve tonların seçimine ve kullanımına büyük önem vererek, mekanı dokuyla dolduran, sessiz, rustik, sofistike ve şık bir atmosfer yaratır.
Ne kadar sade olursa zamana o kadar dayanır, ne kadar saf olursa zamana o kadar dayanır.
Bir mekanda ne kadar çok mobilya ve eşya varsa, yaşam üzerindeki kısıtlamalar o kadar fazla olur. Rahat bir yaşam, yaşam ortamını daha rafine hale getirecek, yaşam verimliliği daha yüksek olacak ve kalp daha hafif ve daha konforlu olacaktır.
Basit ve net çizgiler mekan duygusunu ortaya koyuyor.
Minimalist tarzdaki evlerde, sadeliği ve saf çekiciliği görsel olarak ortaya koymaya çalışan düz çizgiler sıklıkla kullanılır; eğrisel şekillerin yapısı, mobilyaları ve dekorasyonu işlevselliği artırırken aynı zamanda oldukça özgündür ve tasarımdaki ustalığı ve yaşam estetiğini yansıtır.
İndirgenmiş ama basit olmayan, saf ve gelişmiş.
Üç iki çizgiyle çizilmiş gibi görünen alan aslında hayatın zengin bilgeliğini barındırıyor, onu güzel ve pratik bir varoluşa dönüştürüyor.
Renk ne kadar sade olursa insanların gönlüne o kadar hitap edebilir.
Gönderi zamanı: 13-Nis-2022